Toplumsal Bellek ve Hafızanın Gözünden Gerçeğin Umudunun Sesi: Kaygı...

“Geçmiş mutlaka geri döner...” “Eğer algı kapıları temizlenseydi her şey insana, olduğu gibi görünürdü, sonsuz...” - William Blake Toplumsal bellek ve hafıza disiplinleri, geçmişten bu yana ve günümüzde giderek daha fazla üzerine araştırmalar yapılan, bilimsel makaleler yazılan ve sinemadan psikolojiye, edebiyattan sanatın ve hayatın bir çok alanına değin yansımaları oluşan ve her geçen gün kendini daha çok hissetirip unutturmaya ve unutturulmaya karşı büyük bir karşı ses olarak tezahür eden bir nokta’da duruyor. Toplumsal bellek ile hafıza; hayatın her alanı ile iç içedir, yan yanadır. İnsanın, doğanın bir bütün olarak hayatın ruhudur. Toplumların ve özelde bireylerin nasıl bir kültürel yapıdan nasıl bir sürece evrildiklerinin diyaklektik olarak ve bilimsel göstergesidir. Sis perdesini aralayıp hayattaki bütün can yakıcı meselelerin anahtarı ve aynı zamanda bir turnusol kağıdı gibidir. Yeryüzünde geçmişten günümüze...